8 Mart 2009 Pazar

DÜNYA KADINLARINA ARMAGAN ...


KADIN

Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun,hayatta durduğu kat,içine doğduğu kattır,tanıdığı ilk kadının,annesinin onu bıraktığı kat.
Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız,giyim zevkinin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadıngötürür,sofralarının inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysanız,incelikli sofralara sizi götürecek olanda bir kadındır.Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde,değişen yanlız bir kadın değildir,hayatın neredeyse tamamı değişir.
Bir başka kata,bir başka bahçeye geçersiniz,orada her şey farklıdır.Dinlediğiniz müzik,okuduğunuz kitap,yediğiniz yemek,gittiğiniz yerler,buluştuğunuz arkadaşlar hatta taktığınız kravat bile değişir.
Bir erkeği hayatın içinde kadınlar gezdirir,hayatın katları arasında dolaştırır.Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz,esprili bir kadına rastlarsanız espriniz,zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir;yeni huysuzluklar,kaprisler kavga nedenleri,acılarda öğrenirsiniz.Hayat, kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi kat kattır;babil'in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir.
Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.Ve, bu gün durduğunuz teras,seyrettiğiniz anzara,gördüğünüz hayat,yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatıdır ; hayatın hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadınındurduğu kat belirler. Hayatınız,seçtiğiniz kadındır. Bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü.

Kimin yanında zaaflarını gösterebilir güçlü bir adam? Ancak bir kadının yanında.Ve kimin yanında güçsüz olabiliyorsa ona bağlanır.

Ahmet ALTAN


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kadın; ne o, ne bu, ne köçek,
ne hamur yoğuran,ne yatak,ne döşek

Kadın;ayağım,kolum,gözüm,dilim,
annem,kız kardeşim,hayat arkadaşım!

NAZIM HİKMET RAN

5 Mart 2009 Perşembe

SÜRE ...


Neden birileri hep bişeyler için süre ister ? bu tür davranışlara hiç anlam verememişimdir... Yok efendim neymiş ? " bana zaman ver düşünmeliyim kafamı toparlamalıyım " veya " zaman'a bırakmaya karar verdim" , insanlar nasıl kendi isteklerini belirleyemezlerki ? Sonuçta sen kendini biliyorsun, karşındaki insanı da tanıyorsun ve olayları kendi isteğinle buraya kadar getirmişsin, eee sorun nedir ? Allah herkese akıl fikir vermiş, hepimiz sonuçta bu dünyayı yaşanılır kılmak için birseyler yapmalıyız. Elin, ayağın, gözlerin kalbin ve beyninde sorun yoksa niçin tüm bu mucizeler değerlendirilmiyor? Neden birseyler yapmayi denemeden insanoğlu sadece zamana ve kadere sığınmakla yetinir? Oysa zamanın nekadar değerli olduğunu, ne derin olduğunu gösterebilmek isterdim...
Birşeyleri sürekli irdelemek, sadece bizleri kendi içimize hapsediyor ve sonunda zamanı boşa geçirmiş olduğumuzu farkediyoruz.
"Akrep kişiliğimin aşırı yönlerini dizginlemem gerekiyor bu nedenle ruhumdaki zararlı ZEHİRİ bastırmak için içime yüksek dozda Orhan Veli çekiyorum, bazende farklı tarzda müzikler. Ruhumu dengeleyen bu tutkularımı zaman zaman sizlerle burada paylaşacağım...
Deneyin iyi geliyor ;)
"


YAŞAMAK
I

Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine...
-Bin türlü mavi akar Boğaz´dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.

II

Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.

Orhan Veli Kanık


ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum


ORHAN VELİ KANIK

4 Mart 2009 Çarşamba

Part 2 - EVRİM

Aslında bu hayatı yaşamak sanıldığı kadar zor değil, uzaktan bak
ınca denememiş olduğun herşey ürkütücü ve imkansız gelebiliyor. Sürekli bu gibi korkularla ve boş yere çırpınmakla meşgül ediyorsun kendini, oysa daha değerli durumlarda kullanabileceğin direnme gücünü sadece manasızca sarfetmis olduğunu anlıyorsun. Yaşadıgın sürece, asıl yapılması gereken şeyler direnmek ve temel değerlerinin yardımıyla kendini sartlandırmaktır, özgüvenini sağlamaktir, ancak bu şekilde doğru hedeflerine, " iç huzuruna" kavuşabiliyorsun.

İşte... "evrim" dediğimiz şey böyle bir uyanış olsa gerek, "zamana yada bu evrende var olan herşeye karşı savaş açmayı bırak" diyorsun kendine, zaten kazanamazsınki :)) Eğer kendi duyguların üzerinde hakimiyet sağlamış ve onları dengeleyebilmiş isen, senden daha huzurlu bir insan yoktur : AŞIRILARDAN arınmış olduğun için, herseyle daha büyük bir uyum içerisinde yaşamayı öğrenmiş oluyorsun.

Tüm bunlar nacizane ya
şantımdan edindiğim tecrübeler, hiç kimse yazdıklarımı birer öğüt veya hayat dersi olarak algılamasın lütfen, ne haddime ?!
Zaten hiç bir yazıyı örnek almamalı, bence her insan kendi deneyimlerini kendi doğrularıyla mutlaka yaşamalı, çevrenizdeki insanlara göre doğru veya yanlış hiç fark etmez. Önemli olan bir gün geriye bakıldığinda, çok büyük hasarlar tespit etmemek ve " evet ben mutluyum" diyebilmek...

25 Şubat 2009 Çarşamba

Part 1 - EVRİM

" Yaş 35 yolun yarısı " demiş şair (milleti bunal
ıma sokmuş, iyi halt etmiş :P ) , o evrimi geçireli baya sular aktı köprünün altından ve 40 'a dogru yol almaya başlayınca sunu anliyorsun : " Hayat kendini arayıp BULMAKTAN ziyade, kendini KURMAKTAN ibaret aslında".
20'li yaşlarımız geleceğin korkularıyla geçiyor, şahsımıza yönelik düşüncelerle ...
30'lu yaşlar ise öyle hızlı öyle yorucu geçiyorki, 20' lerde kendi hayatın için yapmış olduğun tüm projelerin nekadar büyük bir zaman kaybı olduğunu buz gibi bir duş etkisiyle kıskıvrak anliyorsun :D

Hüzün, sevinç, aşk , nefret, beraberlik, ayrılık ve bunlar gibi birçok duyguyu yasamiş ve sindirmiş oluyorsun artik. Senelerce ağır gelen bu duyguların meğer nekadar kendine yönelik ve arayışında olduğun " benliğinin " tatmini için bu duyguları SADECE alet etmiş olduğunu anlıyorsun.