4 Mart 2009 Çarşamba

Part 2 - EVRİM

Aslında bu hayatı yaşamak sanıldığı kadar zor değil, uzaktan bak
ınca denememiş olduğun herşey ürkütücü ve imkansız gelebiliyor. Sürekli bu gibi korkularla ve boş yere çırpınmakla meşgül ediyorsun kendini, oysa daha değerli durumlarda kullanabileceğin direnme gücünü sadece manasızca sarfetmis olduğunu anlıyorsun. Yaşadıgın sürece, asıl yapılması gereken şeyler direnmek ve temel değerlerinin yardımıyla kendini sartlandırmaktır, özgüvenini sağlamaktir, ancak bu şekilde doğru hedeflerine, " iç huzuruna" kavuşabiliyorsun.

İşte... "evrim" dediğimiz şey böyle bir uyanış olsa gerek, "zamana yada bu evrende var olan herşeye karşı savaş açmayı bırak" diyorsun kendine, zaten kazanamazsınki :)) Eğer kendi duyguların üzerinde hakimiyet sağlamış ve onları dengeleyebilmiş isen, senden daha huzurlu bir insan yoktur : AŞIRILARDAN arınmış olduğun için, herseyle daha büyük bir uyum içerisinde yaşamayı öğrenmiş oluyorsun.

Tüm bunlar nacizane ya
şantımdan edindiğim tecrübeler, hiç kimse yazdıklarımı birer öğüt veya hayat dersi olarak algılamasın lütfen, ne haddime ?!
Zaten hiç bir yazıyı örnek almamalı, bence her insan kendi deneyimlerini kendi doğrularıyla mutlaka yaşamalı, çevrenizdeki insanlara göre doğru veya yanlış hiç fark etmez. Önemli olan bir gün geriye bakıldığinda, çok büyük hasarlar tespit etmemek ve " evet ben mutluyum" diyebilmek...

25 Şubat 2009 Çarşamba

Part 1 - EVRİM

" Yaş 35 yolun yarısı " demiş şair (milleti bunal
ıma sokmuş, iyi halt etmiş :P ) , o evrimi geçireli baya sular aktı köprünün altından ve 40 'a dogru yol almaya başlayınca sunu anliyorsun : " Hayat kendini arayıp BULMAKTAN ziyade, kendini KURMAKTAN ibaret aslında".
20'li yaşlarımız geleceğin korkularıyla geçiyor, şahsımıza yönelik düşüncelerle ...
30'lu yaşlar ise öyle hızlı öyle yorucu geçiyorki, 20' lerde kendi hayatın için yapmış olduğun tüm projelerin nekadar büyük bir zaman kaybı olduğunu buz gibi bir duş etkisiyle kıskıvrak anliyorsun :D

Hüzün, sevinç, aşk , nefret, beraberlik, ayrılık ve bunlar gibi birçok duyguyu yasamiş ve sindirmiş oluyorsun artik. Senelerce ağır gelen bu duyguların meğer nekadar kendine yönelik ve arayışında olduğun " benliğinin " tatmini için bu duyguları SADECE alet etmiş olduğunu anlıyorsun.